Objective: NT-pro-brain natriuretic peptide (NT-proBNP) has been shown to be an accurate diagnostic marker in patients with heart failure (HF). Adiponectin (Adp) levels are increased in HF but its diagnostic value is still uncertain in these patients. The study was designed to investigate the possible association of these markers in non-cachectic patients with newly diagnosed systolic heart failure.
Methods: Fifty-seven systolic HF patients and 20 matched controls were enrolled in an observational cross-sectional study. Physical and echocardiographic examinations were performed and serum Adp, NT-proBNP, tumor necrosis factor-alpha (TNF-α) levels were measured. Study variables were compared between the groups. Correlation analyses were done and the diagnostic validity of the markers was compared with ROC analysis.
Results: Adp and NT-proBNP levels were significantly higher in HF group (20.19±12.9 vs. 7.65±4.6 μg/mL; p<0.001 and 1051.74±606.2 vs. 222.53±65.6 pg/mL; p=0.002; respectively). TNF-α levels were similar between the groups (2.83±1.8 vs. 2.08±1.2 pg/mL; p=0.582). Correlation analysis showed significant association among Adp and NT-proBNP levels, (r=0.448; p<0.001), and left ventricular ejection fraction (LVEF) values (r=-0.466; p<0.001). The Adp and NT-proBNP showed comparable diagnostic performances with mean [95% confidence interval] areas under the curves of 0.857 (0.771-0.944) and 0.888 (0.815-0.960), respectively.
Conclusion: There were significant correlation between Adp levels with NT-proBNP levels and LVEF values but no any association between Adp levels with body mass index values and TNF-α levels in patients with newly diagnosed systolic heart failure. The result may arouse suspicion about the hypothesis, which proposes that Adp levels simply reflects disease severity or cardiac cachexia in patients with HF.
AMAÇ: Kalp yetmezliği (KY) olgularında NT-pro-beyin natriüretik peptid'in (NT-proBNP) tanısal değeri bilinmektedir. Adiponektin (Adp) düzeyleri bu olgularda yükselmektedir, ancak tanısal değeri henüz belirsizdir. Çalışma, yeni tanı almış, kaşektik olmayan sistolik kalp yetmezlikli olgularda söz konusu serum göstergelerinin muhtemel ilişkisinin araştırılması için tasarlanmıştır. YÖNTEMLER: Sistolik KY tanısı konan 57 olgu ile yaş-cinsiyet uyumlu 20 kontrol olgusu gözlemsel kesitsel çalışmaya dahil edildi. Fizik muayene ve ekokardiyografik değerlendirmenin yanı sıra serum Adp, NT-proBNP, tümör nekrozis faktör-alfa (TNF-α) düzeyleri ölçüldü. Çalışma değişkenleri gruplar arasında karşılaştırıldı. Korelasyon analizleri yapıldı ve göstergelerin tanısal geçerliliği ROC analizi ile karşılaştırıldı. BULGULAR: Adp ve NT-proBNP düzeyleri KY grubunda anlamlı şekilde yüksek bulundu (sırasıyla 20.19±12.9'e karşılık 7.65±4.6 μg/mL; p<0.001 ve 1051.74±606.2'e karşılık 222.53±65.6 pg/mL; p=0.002). TNF-α düzeyleri her iki grupta benzerdi (2.83±1.8 vs. 2.08±1.2 pg/mL; p=0.582). Korelasyon analizi Adp ile NT-proBNP düzeyleri (r=0.448; p<0.001) ve Adp ile sol ventriküler ejeksiyon fraksiyon (SVEF) değerleri arasında anlamlı korelasyon olduğunu gösterdi (r=-0.466; p<0.001). ROC analizi ile Adp ve NT-proBNP seviyelerinin karşılaştırılabilir tanısal değere sahip olduğu saptandı: Eğri altında kalan alanlar sırası ile 0.857 (%95 GA; 0.771-0.944 ) ve 0.888 (%95 GA; 0.815-0.960) bulundu. SONUÇ: Yeni tanı almış sistolik kalp yetmezlikli olgularda Adp seviyeleri ile NT-proBNP ve SVEF arasında anlamlı korelasyon mevcut iken; Adp ile beden kitle indeksi ve TNF-α düzeyleri arasında herhangi bir ilişki saptanmamıştır. Bu sonuç Adp seviyelerinin KY olgularında ilerlemiş hastalığın veya kardiyak kaşeksinin bir göstergesi olduğu hipotezi ile çelişmektedir.