Dissociative Experiences are Associated with Obsessive-Compulsive Symptoms in a Non-clinical Sample: A Latent Profile Analysis

Noro Psikiyatr Ars. 2014 Sep;51(3):253-262. doi: 10.4274/npa.y6884. Epub 2014 Sep 1.

Abstract

Introduction: There has been a burgeoning literature considering the significant associations between obsessive-compulsive symptoms and dissociative experiences. In this study, the relationsips between dissociative symtomotology and dimensions of obsessive-compulsive symptoms were examined in homogeneous sub-groups obtained with latent class algorithm in an undergraduate Turkish sample.

Method: Latent profile analysis, a recently developed classification method based on latent class analysis, was applied to the Dissociative Experiences Scale (DES) item-response data from 2976 undergraduates. Differences in severity of obsessive-compulsive symptoms, anxiety and depression across groups were evaluated by running multinomial logistic regression analyses. Associations between latent class probabilities and psychological variables in terms of obsessive-compulsive sub-types, anxiety, and depression were assessed by computing Pearson's product-moment correlation coefficients.

Results: The findings of the latent profile analysis supported further evidence for discontinuity model of dissociative experiences. The analysis empirically justified the distinction among three sub-groups based on the DES items. A marked proportion of the sample (42%) was assigned to the high dissociative class. In the further analyses, all sub-types of obsessive-compulsive symptoms significantly differed across latent classes. Regarding the relationships between obsessive-compulsive symptoms and dissociative symptomatology, low dissociation appeared to be a buffering factor dealing with obsessive-compulsive symptoms; whereas high dissociation appeared to be significantly associated with high levels of obsessive-compulsive symptoms.

Conclusion: It is concluded that the concept of dissociation can be best understood in a typological approach that dissociative symptomatology not only exacerbates obsessive-compulsive symptoms but also serves as an adaptive coping mechanism.

Giriş: Obsesif-kompulsif belirtiler ve disosiyatif yaşantılar arasındaki manidar ilişkilere dair çalışmaların sayısı artmaktadır. Bu araştırmada üniversite öğrencilerinden oluşan bir Türk örnekleminde disosiyatif semptomotoloji ve obsesif-kompulsif belirtilerin alt boyutları arasındaki ilişkiler gizil sınıf analizi kullanılarak elde edilen homojen alt gruplarda incelenmiştir.

Yöntem: 2976 üniversite öğrencisinden elde edilen Disosiyatif Yaşantılar Ölçeği (DYÖ) maddelerinden oluşan veriye, gizil sınıf analizine dayalı son zamanlarda geliştirilen bir sınıflama yöntemi olarak gizil profil analizi uygulanmıştır. Obsesif-kompulsif belirtiler, anksiyete ve depresyon şiddeti bakımından gruplar arası farklar multinomial regresyon analizleriyle değerlendirilmiştir. Gizil sınıf olasılıklarının obsesif-kompulsif alt ölçekleri, anksiyete ve depresyonla olan ilişkisi Pearson momentler çarpımı korelasyon katsayıları hesaplanarak değerlendirilmiştir.

Bulgular: Gizil profil analizi sonuçları disosiyasyon kavramına ilişkin süreksizlik modellerini destekleyici ek kanıtlar sunmuştur. DYÖ maddelerine göre yapılan analiz sonucunda üç alt grup arasında önemli farklılıklar olduğu anlaşılmıştır. Örneklemin önemli bir yüzdesi (%42) yüksek disosiyatif özellik gösteren sınıf içinde kümelenmiştir. Sonraki analizlerde obsesif-kompulsif belirtilerin gizil sınıflar arasında manidar düzeyde farklılaştığı görülmüştür. Obsessif-kompulsif belirtiler ve disosiyatif semptomotoloji arasındaki ilişkiler ele alındığında, düşük disosiyasyon düzeylerinin obsesif-kompulsif belirtilerle başa çıkmada tampon işlevi gördüğü halde yüksek disosiyasyonun artmış obsesif-kompulsif belirtilerle ilişkili olduğu gözlenmiştir.

Sonuç: Araştırma sonucunda disosiyasyon kavramının en iyi tipolojik bir yaklaşım içinde açıklanabileceği, disosiyatif semptomotolojinin obsesif-kompulsif belirtilerdeki artışa neden olurken uyuma yönelik bir başa çıkma stratejisi olarak da işlev gördüğü sonucuna varılmıştır.

Keywords: Dissociation models; anxiety; depression; latent profile analysis; obsessive-compulsive disorder.